Sinir sıkışması bir sinirin çevresindeki kemik, kıkırdak, kas veya tendon gibi dokular tarafından oluşturulan basınç nedeniyle meydana gelen durumdur. Bu baskı etkisi sonucunda sinir fonksiyonları olumsuz yönde etkilenir ve ağrı, karıncalanma, uyuşma ya da güçsüzlük gibi belirtiler meydana gelebilir.
Birçok tipte sinir sıkışma sendromu mevcuttur. Bu tiplendirme etkilenen sinir ve bölgeye göre gerçekleştirilir. En sık karşılaşılan sinir sıkışma sendromları şu şekildedir:
KARPAL TÜNEL SENDROMU
Karpal tünel sendromu en sık görülen sinir sıkışmasıdır. Median sinir adı verilen yapının el bileği çevresinde sıkışması sonucu meydana gelir. Bu sinir kolun üst bölümlerinden başlayarak baş parmağa kadar uzanım gösterir. Bilekten geçiş noktası karpal tünel adı verilen bir yapı içerisinden olur. El bileğinde meydana gelen ödem gibi nedenler tünel içerisinden geçen sinir üzerinde bir ekstra basınç oluşturur ve bu durum zaman içerisinde karpal tünel sendromu gelişimi ile sonuçlanabilir.
MERALGİA PARESTHETİCA
Uyluk bölgesindeki duyu siniri olan “lateral femoral kutanöz sinir” alt ekstremitede geçtiği bölgelerde basıya maruz kalırsa meraljia parestetika olarak isimlendirilen sinir sıkışması meydana gelebilir. Bu rahatsızlıkta özellikle uyluğun yan dış bölgesinde (pantolon cebinin olduğu bölümde) ağrı ve duyu kaybı ortaya çıkar. Bu belirtiler genellikle tek taraflı olarak oluşma eğilimindedir.
Sinir Sıkışması Belirtileri Nelerdir?
Sinir sıkışması sonucu oluşan belirtiler etkilenen bölgeye göre değişkenlik gösterebilir. Boyun bölgesinde meydana gelen sinir sıkışması genellikle omuza doğru yansıyan ağrı şeklinde ortaya çıkar. Servikal radikülopati olarak isimlendirilen bu durumda ağrıya ek olarak birçok belirti daha oluşabilir:
Boyun, omuz ve kollarda yanma şeklinde ağrı
Baş hareketleri ile ağrının şiddetinde değişiklik oluşması
El bileği ve parmaklarda karıncalanma
Kol ve omuz bölgesindeki kaslarda güçsüzlük
El, kol veya omuz bölgesinde his kaybı oluşması
Servikal radikülopati hastalarında kişi ellerini başının üzerine koyduğunda belirtilerin hafiflediği tespit edilebilir. Bu durum yapılan hareket sonrası sinir üzerindeki basının azalmasından kaynaklanır.
Dirsek bölgesinde meydana gelen kübital tünel sendromu belirtileri kişinin dirseğini bükmesi ile şiddetlenebilir. El ve parmaklarda uyuşma veya karıncalanma, güçsüzlük ve koordinasyon problemleri, bu sendroma bağlı oluşabilecek belirtiler arasında yer alır.
En sık sinir sıkışması rahatsızlığı olan karpal tünel sendromu kadınlarda daha sık ortaya çıkan bir durumdur. Bu sendromun gelişmesi ile birlikte özellikle geceleri kötüleşen el ve kol ağrısı belirtisi oluşabilir. Ağrıya ek olarak elektriklenme, güçsüzlük veya nesneleri kavrama gibi hareketler ile ilgili çeşitli şikayetler hastalık tablosuna eklenebilir. Karpal tünel sendromu belirtileri gelip geçici bir özellik gösterir. Sinir sıkışmasının zaman içerisinde şiddetlenmesi sonucu şikayetlerin ortaya çıkma ve devam etme süresinde bir artış meydana gelebilir.
Bacaklardaki sinir sıkışması durumları siyatik olarak bilinir. Vücudun en büyük siniri olan siyatik sinir leğen kemiği bölgesinden başlar ve bacaklardan aşağıya doğru devam eder. Uyluğun arka kısmı veya kalçadan aşağıya doğru yayılan bel ağrısı siyatiğe işaret eden bir şikayettir. İlerlemiş vakalarda ise bacaklarda güçsüzlük ve uyuşukluk gibi belirtiler oluşabilir.
Sinir Sıkışması Nedenleri Nelerdir?
Sinir sıkışması genellikle tekrarlayan yaralanmalara bağlı olarak meydana gelir. Bu yaralanmalar özellikle kişinin mesleği ve çalışma koşulları ile ilişkili olarak tespit edilir. Örnek olarak sürekli klavye ve mouse kullanımı gerektiren meslekler veya piyano gibi müzik aletlerini çalan sanatçılarda el bileğini ilgilendiren karpal tünel sendromu gelişme ihtimalinde bir artış söz konusudur. Bu tekrarlayan travmalar dışında ani olarak gelişen zorlama veya kemik kırığı gibi durumlar da sinirler üzerinde basınç oluşturarak sinir sıkışması gelişimi ile sonuçlanabilir. Tekrarlayan travmalar ve kazaların sinirlere bu şekilde yansıması sinirin besleyen kan akışının kesilmesi, çevre dokularının ödemlenerek şişmesi, siniri saran miyelin kılıfta hasar oluşması ya da sinir hücresinde meydana gelen yapısal değişiklikler nedeniyle oluşabilir. Tüm bu değişiklikler sinirin elektriksel bilgiyi alma ve iletme gibi işlevlerini olumsuz yönde etkiler ve bu durumun sonucunda ağrı, uyuşukluk ve fonksiyon kaybı gibi şikayetler ortaya çıkabilir.
Tekrarlayan travma ve kazalara ek olarak çeşitli rahatsızlıkların ve sağlık ile ilgili durumların seyri sırasında da sinir sıkışması meydana gelebileceği için dikkatli olunmalıdır:
Şeker hastalığı
Romatoid artrit gibi otoimmün hastalıklar
Tiroid fonksiyon bozuklukları
Tümör ya da kistlerin direkt olarak baskı yapması
Gebelik veya menopoz
Obezite
Konjenital (doğuştan gelen) defektler
Sinir hastalıkları
Sinir Sıkışması Tanısı Nasıldır?
Sinir sıkışmasına tanısal yaklaşımda öncelikle hekimler tarafından fizik muayene ve tıbbi öykü alımına başvurulur. Fizik muayene sırasında etkilenen bölgeye göre uygulanabilecek çeşitli hareket testleri kullanılabilir. Fizik muayene sonrasında sinir sıkışmasının tam olarak aydınlatılması amacıyla çeşitli tetkiklere başvurulur:
SİNİR İLETİM ÇALIŞMALARI
Elektriksel sinir uyarılarının ölçümünü ve işlevini değerlendirmeyi sağlayan bu tetkik, cilt üzerine yerleştirilen elektrotlar vasıtası ile gerçekleştirilir. Sinir iletim çalışmaları sinirin üzerinden düşük miktarda bir akım geçerken oluşan elektriksel yanıtı kaydeder. Hekimler bu yanıtı değerlendirerek ilgili sinirde olası bir hasar varlığını tespit edebilir.
ELEKTROMİYOGRAFİ (EMG)
EMG, iğne şeklindeki elektrotların kasların üzerine yerleştirilmesi ile yapılan tetkiktir. EMG testi kasların hem dinlenme halindeki hem de aktivasyon sırasındaki elektriksel aktivitesini ölçmeyi sağlar. Test sonucunda bu kaslara ulaşan sinirlerde herhangi bir anormallik olup olmadığının ortaya konması amaçlanır.
MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME (MRI)
Radyo dalgaları üreterek oluşturulan güçlü manyetik alanda vücut yapılarının detaylı görüntülenebilmesini sağlayan MRI, özellikle sinir kökü basısı gibi durumlarda başvurulabilen bir görüntüleme tetkikidir. MRI sayesinde ganglion kistleri, eklem yüzeyi ya da kas yapılarındaki büyümeler, ödem, damar hastalıkları ve sinir yapısındaki değişiklikler tespit edilebilir.
Sinir Sıkışması Tedavisi Nasıldır?
Sinir sıkışması tedavisi cerrahi ve cerrahi olmayan tedavi olmak üzere temelde 2 ana gruba ayrılır. Cerrahi dışı tedavi yöntemleri ilaç tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri ve fizik tedavi uygulamalarıdır. Ağrıyı tetikleyen hareketten kaçınmak, ev ve işyerinde ergonomik çalışma koşullarını sağlamak veya şikayetleri kötüleştiren işler yerine farklı görev tanımı olan işleri tercih etmek, sinir sıkışmasının kontrol altına alınabilmesi için yapılabilecek yaşam tarzı değişiklikleri arasında yer alır. Obezite gibi nedenlerle oluşan sinir sıkışmasında vücut ağırlığının azaltılması şikayetlerin iyileştirilmesine katkı sağlayabilir.
Fizik tedavi uygulamaları hastaların etkilenen bölgesindeki esneklik, güç ve hareket açıklığının arttırılmasını hedefler. Bu uygulamalar ile aynı zamanda ağrı ve uyuşukluk gibi belirtilerde de iyileşme sağlanabilir. Uzuvlarda meydana gelen bazı sinir sıkışması vakalarında geceleri uykudayken farkında olmadan yapılacak zorlayıcı hareketlerin önlenmesi adına atel uygulamaları fayda sağlayabilir. Non-steroid anti inflamatuarlar veya kortikosteroid türevi ilaçlar, sinir sıkışması olan kişilerde hekimler tarafından reçetelendirilen ilaçlar arasında yer alırlar. Bu ilaçlar sinirin sıkıştığı bölgedeki ödemin azalmasına ve iltihaplanmanın baskılanmasına destek olur.
Cerrahi dışı tedavi uygulamalarından sonuç alınamayan ilerlemiş vakalarda çeşitli bölgesel rahatlatıcı ameliyatlara başvurulabilir. Bu ameliyatlarda etkilenen sinir ve etkilendiği nokta tespit edilir ve bu bölgedeki bağ doku veya yumuşak dokunun bir kısmı çıkartılarak sinir üzerindeki baskının azaltılması sağlanabilir.