Omurgayı oluşturan omur kemikleri, sağlıklı her insanda üst üste bir düzen içinde dizilir. Omurların her bir kenarı, bir önceki ve bir sonraki omur ile birebir aynı hizadadır. Omurların arasındaki bu düzenli dizilimin dayanıklılığını ve esnekliğini artıran; omurgaya hareket kabiliyeti kazandıran disk ve faset eklemlerdir. Omurların ön kısmında yer alan dokulara disk, arka kısımda bulunanlara ise faset eklem denir. Bu bağ yapısı, kemikler arasında küçük birer köprü ya da yastık görevi görür. Kafadan kuyruk sokumuna kadar uzanan omurlar, kişinin ayakta dengeli bir şekilde durmasını sağlarken aynı zamanda omuriliği de korur. Ancak tıpta spondilolistezis olarak tanımlanan ve halk arasında bel kayması olarak bilinen rahatsızlığın varlığında, omurlardan biri öne doğru hareket ederek yer değiştirir ve omur dizilimindeki düzeni bozar. Omurun yaptığı bu kayma hareketinden dolayı omurganın içinden geçen omurilik sıkışır ve sinir köküne bası oluşur. Bel, kalça ve her iki bacakta, ağrı, yanma ve uyuşma gibi şikayetlere yol açan bel kayması, kayma hareketinin şiddetine bağlı olarak çok daha ciddi problemlere yol açabilir. Bel kaymasının pek çok farklı sebebi bulunur. Travma, dejenerasyon ya da farklı bir deyişle ileri yaşa bağlı aşınma, doğumsal anomali, enfeksiyon, cerrahi girişim ve tümör gibi etkenler spondilolistezis oluşumunda rol oynar. Bel kayması genellikle L4 ve L5 olarak tanımlanan ve sacrum olarak adlandırılan kuyruk sokumu bölgesinin hemen üstünde bulunan iki omurun öne doğru hareketi ile oluşur. Bel kayması rahatsızlığı ile ilgili tanı ve tedavi yöntemlerine geçmeden önce bel kayması nedir bunu iyi anlamak gerekir.
Bel kayması, farklı sebeplerden ötürü omurga kemiklerinin öne ya da arkaya doğru kayması ile ortaya çıkan rahatsızlıktır. Normalde üst üste bir düzen içinde dizili olan omurlar, aralarında bulunan eklem ve bağ dokuları ile birbirlerine bağlıdır. Her omurun arasında bulunan bu dokuların ön kısımda olanlara disk ve arka kısımda bulunanlara faset eklem denir. Spondilolistezis olarak tanımlanan bel kayması varlığında, omurlardan biri öne ya da arkaya doğru hareket eder. Gerçekleşen bu kayma hareketine bağlı olarak omurlar arasındaki dokular, omurların içinde bulunan omurilik ve sinirler sıkışır. Böylece başta bel ağrısı olmak üzere kalça, bacaklar ve ayak parmaklarında ağrı, karıncalanma, yanma ve uyuşma gibi nörolojik semptomlar ortaya çıkar. Bel ağrısı şikayeti ile hekime başvuranların yaklaşık olarak %10'u, yapılan muayene ve tetkikler sonucunda bel kayması teşhisi alır. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık rastlanılan bel kayması, her ne kadar bel fıtığına benzer belirtiler gösterse de aslında yapısal olarak birbirinden tamamen farklı rahatsızlıklardır. Bel fıtığında omurlar arasındaki disk ve faset eklemler sıkışır ve omur diziliminin arasından dışarı doğru çıkar. Bel kayması vakalarında ise omurlar hareket ederek omuriliğe ve sinirlere bası yapar. Ancak bazı vakalarda her iki rahatsızlık eş zamanlı olarak da görülebilir. Bel kayması vakaları çoğunlukla genetik yatkınlık, yaş, yaşam biçimi ve kazalara bağlı olarak görülür. İlk ve en önemli bulgusu bel ağrısı olmasına rağmen bazı hastalarda bel ağrısı şikayeti olmayabilir. Şikayetler yalnızca eğilirken, ayağa kalkarken, otururken ve yataktan doğrulurken görülebilir. Bel kayması belirtileri rahatsızlık tedavi edilmediği sürece devam eder ve çoğu zaman semptomlarda artış gözlenir. Kişi, bel ağrısı şikayeti ile hekime başvurduğunda hekim öncelikle hastanın ayrıntılı olarak öyküsünü dinler. Ardından fizik muayene yapılır ve hekim gerekli gördüğünde ek tetkik olarak radyolojik görüntüleme ister. Yapılan değerlendirme sonucunda bel kayması teşhisi koyulur. Bel kaymasının şiddetine göre tedavi düzenlenir. Bu tedavi, cerrahi müdahale olabileceği gibi fizik tedavi ve rehabilitasyon programının uygulanması ya da ilaçla da olabilir.
Bel kayması türleri nelerdir?
Bel kayması türleri doğuştan ya da edinsel olarak iki ayrı grupta incelenebilir. Konjenital spondilolistezis olarak tanımlanan doğuştan gelen bel kayması vakalarında, omurlar gelişim bozukluğuna bağlı olarak görülür. Sıklıkla L5 ile S1 omurları arasında görülen konjenital spondilolistezis vakalarına, erkeklere oranla kadınlarda iki kat fazla rastlansa da tüm bel kayması vakalarının sadece %5'i doğuştan oluşur. İki omur arasındaki bağlantının zayıf olmasından kaynaklanan bu rahatsızlık, adolesan çağ olarak tanımlanan ergenlik çağında ağrıya neden olsa da yetişkinlik döneminde ciddi bir sorun oluşturmayabilir. Şiddetli görülen vakalarda ise şiddetli ağrı, kol ve bacaklarda felç, idrar kaçırma gibi semptomlar görülebilir. Edinsel olarak yaygın görülen bel kayması türlerinin bir kısmı aşağıda sıralanmıştır:
Dejeneratif Spondilolistezis: Yaşın ilerlemesi ile omurga ve çevresinde var olan dokuların birbiri üzerinde kayması ile ortaya çıkar. Omurga ve omurgayı saran bağ dokularında yaşlanmaya bağlı olarak meydana gelen yıpranma, özellikle 40 yaş ve üzeri kişilerde görülür. Dejeneratif spondilolistezis olgularına genellikle dar kanal hastalığı da eşlik eder. Bel ve bacak ağrısının yanı sıra bacaklarda hissizlik ve güçsüzlük, yürümede güçlük, bel eğiminde artış gibi belirtiler bu rahatsızlıkta en sık rastlanılan şikayetler arasında yer alır. Ayakta durma ve yürüme gibi fiziksel aktiviteler sırasında şikayetlerde artış gözlenebilir.
Spondilolizis: Vücudun üst kısmına göre daha hareketli olan bel bölgesine aşırı yüklenmeye bağlı olarak kırık oluşur. Stres kırığı olarak da tanımlanan bu durumun varlığında üst kısımda yer alan omur, aşağı doğru kayar. İstirahat sırasında belirti göstermeyen stres kırığına bağlı olarak gelişen bel kayması vakalarında ilk belirti, bel ve kalça ağrısıdır. Bazı vakalarda, kaslarda gerilme hissi, güçsüzlük, bacaklarda hissizlik ve yürüme güçlüğü gibi belirtiler görülebilir. Ancak çoğunlukla klinik hiçbir belirti vermeyen stres kırıkları, genellikle farklı sebeplerden dolayı yapılan radyolojik görüntüleme sırasında görülür.
Travmatik Spondilolistezis: Yaşanan kazalara bağlı olarak akut olarak görülen travmatik spondilolistezis vakalarında ağrı, ayakta dururken ve hareket ile birlikte artar. Travmanın olduğu bölgede oluşan ağrının şiddeti ve gösterdiği diğer nörolojik semptomlar, travmanın boyutuna göre farklılık gösterir. Ağrının nedeni çoğunlukla omurlar arasında yer alan disklerde meydana gelen dejenerasyon ya da farklı bir deyişle, disk yapısının bozulmasına bağlı olarak işlevini yerine getirememesi olarak görülür. Bir diğer sebep ise omurlar arasında yer alan faset eklemin, travmaya maruz kalarak parçalanmasına bağlı olarak görülen faset artrozudur.
Bel kayması nasıl tedavi edilir?
Bel ağrısı şikayetiyle hasta hekime başvurduğunda ayrıntılı olarak anamnez alınır ve ardından fizik muayene yapılır. Hekimin isteği üzerine yapılan radyolojik görüntüleme ile bel kayması teşhisi koyulur. Bel kayması türüne ve şikayetlere göre tedavi düzenlenir. Bazı vakalarda istirahat etmek ya da karın ve sırt kaslarını güçlendiren egzersiz programları tedavi için yeterli olabilir. Bel kaymasının şiddetine bağlı olarak hekim, hastayı fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümüne yönlendirerek, kendisine özel bir program oluşturulmasını önerebilir. İlaçla tedavi de bir diğer seçenektir. İlerlemiş vakalarda ise omurganın eski yapısına kavuşması için cerrahi operasyon gerekir. Bel kayması tedavisi amacıyla yapılan operasyon sayesinde baskılanan ve bel kayması şikayetlerine neden olan sinirler rahatlatılarak, omurga sabitlenir. Eğer sizin de bel ağrısı şikayetiniz varsa, sağlık kontrollerinizi yaptırmayı ihmal etmeyin.